top of page

İnsanın Dengesi

Evrenin bütün dengesini, bütün güzelliğini sen temsil ediyorsun. Aldığın Oksijen verdiğin karbondioksit gibi, suyun şifası, topağın verimliliği gibi.

Yaşam dediğin, senin bedenin gibi biraz mikroplu, bazen halsiz, bazen dinç, bazen yorgun, bazen çok hareketli, bazen hasta, bazen iyileşmiş... Ama hep dengede.

Beklediğinin aksine giden her şey senin dengenle ilgili. Planladığının ötesindeki her tecrübe bir nötrlazasyon gibi işliyor. Bittiğinde yepyeni bir dirlik ve düzen sunuyor. İnatlaşmadan izin verirsen olan bitene, kolaylıkla yaşarsın dengeni.

Vücudun mikrop kaptığında, yok ben iyiyim böyle diyerek kendi kendini kandırmıyor; ama buna anlam da yüklemiyor ya da kızmıyor. Mikrobu atmak için seni kusturuyor ya da ateşini çıkarıyor. Biraz hırpalanıyor sonra dengesini buluyor. Sonra sonra aynı mikropla ilgili kendini geliştiriyor yeni bir beden haline geliyor. Sistemi değişiyor, homeostasis sağlanıyor. Kendiliğinden..

Bu tamamen senin mükemmellğin. Hayatının sistemi hep yenileniyor, güncelleniyor. Ne kadar az anlam yüklersen o kadar az hırpalanarak bulursun yeni dengeni. Çünkü nasılsa bulacaksın dengeni.

Dedim ya bu senin güzelliğin, mükemmelliğin.

bottom of page